28 Şubat 2014 Cuma

Şubat'ın Son Günü



   Bir başka deyişle kışın son vesveseleri.. Hadi kardeşim kapatıyoruz..

   Kış. 

   Hey hey hey dur arkadaşım! Hemen aklın gitmesin bembeyaz karla kaplı manzaranın önünde sıcacık odanda oturmuş kareli kırmızı battaniyenin altında salep dolu yün kılıflı mugına sarılıp keyif yapmalara, gülümseyen kardan adamlara, kayak tatillerine.. Kışın artık bunları hatırlatmayacağı bir 2014 geçirmiyorsan sana bi kısım ''Yoo hiç de öyle değil, nalaka?'' boğmacası yaşatabilirim; zira kış bana artık sen salebini hazırlayıp koltuğuna kurulana kadar yağıp biten kardan ''Kardan adam da yapmadık demeyelim.''diye bir zahmet yapılan o çirkin yaratığı, kayak yapmaya gidemeyecek kadar öğrenci olmayı, koşturmayı, meşgul olmayı..çok meşgul olmayı..Ve tabi ki arta kalan çamur dolu yolları hatırlatıyor.

   Yalnız bu kış ne vesvese yaptı!
 
   Zaten hep öyle olur. Alarm çalar, uyanır, ilk iş tek gözle hava nasıl diye kontrol ederiz, bulutlu, 5 dakika ertele, 5 dakika sonra ve muhtemelen ondan sonraki 5 dakikalar sonrasında da bulutlu olacağı için o yatakla veda yarım saat sonrayı bulur. Kalkarsın da elin mahkum. O gün başlayacak elbet. O kayat koşturmasına bi noktadan dahil olacaksın, kaçış yok. Da.. Nasıl? Camı açıp derin bi nefes alayım desen pencere rüzgarın gücüyle suratına patlar. Saç makyaj yapıp çıksan soğuktan gözün akar, saçların papaz olur, Sarah Jessica Parker gibi çıktığın evden işe/okula Cansever gibi varırsın. Böyle başladığın güne kolunu sok bi hayır bulup çıkarırsan ne âla.
   Geçen yine kış vesvesesini aşk acısıyla karıştırmış bi arkadaşıma (hani şu kışın çiçek gibi arkadaşımın ipek gibi suratını zımpara vurulmamış beton duvara çevirdiği arkadaşım) terapi konuşması yapıyorum. Konuşurken farkına vardım, insan başkasının dertleriyle uğraşırken kendi dertlerini unutuyor. Belki de daha önemsiz bulduğumuz için kendi dertlerimize bi anda "Yoo onlar benimkiler değil. Biri dertlerini unutmuş olmalı. PARDON BU KÜÇÜK DERTLERİ BURAYA KİM BIRAKTII?" diye yabancılaşıyoruz. Zaten ortada bi şey yoksa yaşadığımız buhranların sebebi hep aynı olduğu (yani olmadığı) için bi nevî ayna görevi gören arkadaşımızla konuşurken kendimizle de konuşmuş oluyoruz. Nitekim o terapi odadaki östrojen sahibi tüm varlıkların kışın etkisiyle matlaşmış kaportalarına cila etkisi yapıyor, parlatıyor.

   Yani diyorum ki; havadandır havadan..




 


   




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder